Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam İş Bankası Genel Müdürü Aran: Kredi büyümesi bu yıl tarihi düşük seviyede olabilir - İş-Yaşam Haberleri

        İş Bankası, TEMA Vakfı ile Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde 2008 yılında hayata geçirdikleri '81 İlde 81 Orman' projesinin yeniden başlatılmasına yönelik açılış toplantısına katıldı.

        İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, açılış toplantısının ardından ekonomiye yönelik değerlendirmelerde bulundu.

        "EYLÜL SONRASI MEVDUAT, KREDİ VE ENFLASYONUN MAKUL SEVİYEYE OTURMAYA BAŞLAYACAĞINI GÖRECEĞİZ"

        Aran, bankacılık sektörü için mevduatta ve kredilerde yılın ikinci yarısı için nasıl bir seyir beklendiğine yönelik soruya "Gittikçe daha bankacılığı yapabilir hale geleceğimiz bir seyir. Ama bu sıkıntının bir 6 ay daha devam edebileceğini düşünüyoruz, şu andaki dengeler oturmadı. Ne mevduat ne kredi faizlerinde ne bunun enflasyona karşı konumlanması henüz oturmadı. Çok ekstrem bir dönemi geçiyoruz. Yani geçen sene Mayıs seçimlerinden sonra Haziran ve Temmuz ayındaki o yüksek enflasyonun ve içinde bulunduğu yıllık enflasyon dilimindeyiz ve ancak onu 3 Haziran'daki enflasyonu gördükten sonra yani 31 Mayıs, 31 Mayıs enflasyonunu gördükten sonra bu dönemi geride bırakacağız. Denge ondan sonra oluşmaya başlayacak ve bu bir seferde bir ayda olmayacak. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını geçtikten sonra 30 Eylül itibariyle artık ülkede mevduat, kredi ve enflasyonun makul bir seviyede oturmaya başlayacağını göreceğiz. O noktadan sonra bankacılık da hem mevduat müşterileri için, tasarruf sahipleri için hem kredi kullanacaklar için biraz daha öngörülebilir hale gelecek. Sıkışıklığının biraz daha dozunun azalmaya başlayacağı bir periyot başlayacak" yanıtını verdi.

        REKLAM

        Mevduat faiz noktasında da Aran "Burada önemli olan nokta 5 yıl ve 10 yıllık kağıtlardaki faizlerin düşüp o verim eğrisinin sağlıklı bir hal alması. Bu zaten enflasyonla mücadelede yatırımcının başarıya inandığını gösteriyor. Yani 10 yıllık bir kağıdın şu anda yüzde 28 olan faizi şunu gösteriyor: Türkiye enflasyonu yüzde 28'lik bir faizi kârlı hale getirecek noktaya indirecek ve bu ne kadar aşağı inerse aslında enflasyonla mücadelede o kadar inandırıcı olduğumuzu gösterecek ve o eğri sağlıklı oluştuğunda da işte içeride biz daha uzun süreli borçlanma, risk priminin azalmasıyla dışarıdan daha uygun maliyetle kaynak bulma gibi şeyleri yapabildikçe, içerde de bunu yine enflasyonla mücadeleye zarar vermeden sağlıklı bir kredi mevduat dengesine getirebileceğiz. Yani hep uçlarda, sağlıksız bir dönem geçirdiğimiz için aşırı ucuz bir kredi ile çok büyük kredi büyümesi, parasal bolluk, bir anda bunun karşılığı sıkılaşma... Bir türlü o dengeye gelemedik. Onun sıkıntısını yaşıyoruz. İşte Ekim ayından sonra bu denge seviyesini görmeye başlarız. Sene sonunda da bu dengeye oturur" diye konuştu.

        Aran bankacılık sisteminde bir risk görülüp görülmediği sorusuna ise "Onu geride bıraktığımızı düşünüyorum. Çünkü o risk Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce aldığımız biliyorsunuz, menkul kıymet tesisi, zorla almak durumunda kaldığımız kağıtlardan dolayı o zamanki faiz seviyeleri yüzde 12'lerdeydi. O riski o zaman üstlendik ve şu anda yüzde 50 seviyesine çıktığında faizler, eğer bundan sonra bir faiz artışı ön görseydik bir riskten bahsedebilirdik. Ama yüzde 8,5'luk politika faizi 50'ye çıkarken bunu yaşamayıp bilançolarımız da absorve edebildiysek bu artık bir riskin kalktığını gösterir" derken "Şu anda politika faizi yüzde 50. Merkez Bankası'nın aslında bize verdiği borç 53. Ama bizim müşterilere verdiğimiz faiz oranı 50. En azı, en düşüğü 53'ten başlıyor zaten. 53 - 60 bandında. Sektörde şöyle bir şey var: Yine arka planda Merkez Bankası'nın koymuş olduğu hedef sistematiğinden dolayı o hedefi tutturan bankalar, bir süreliğine, tutturduğu zaman periyot bittiğinde haftalık o hafta için düşürüyorlar ve o sırada da hedefi tutturamayan bankalara doğru bir mevduat kayışı oluyor. Ama her zaman hedefi tutturacak banka sayısı yeteri kadar olduğu için müşteri bu noktaları değerlendirerek o 53 - 60 aralığındaki faizden şimdilik yararlanabiliyor" diye ekledi.

        REKLAM

        Aran kredi büyümesine yönelik "Türkiye'nin milli gelirinin büyüdüğü bir yılda kredi büyümesi de muhtemelen tarihi düşük seviyede çıkar. Yüzde 3,5'luk bir büyüme önümüzdeki yıl için ve buna göre de kredi büyümesinin o dengeyi bozmayacak bir şekle gelmesi beklenebilir" dedi.

        Aran "Antalya'da yıla başlarken ve 2024 öncesi bir turizm kongresinde konuşmuştuk. Ben bu senenin ana ürünün yabancı para, krediler ve değişken faizli yabancı para kredi olacağını söylemiştim. Çünkü Türk Lirası'ndaki sıkışıklığı böyle açabiliyoruz. Amerika'da ve Avrupa'da faiz indirimi beklendiği için uzun vadeli yatırımlar da aslında tarihsel olarak hep yabancı parayla yapıldığı için, bizim yabancı para kredi veremiyor olmamızın nedeni kura güvenemiyor olmamızdı. Yani kur riskini taşımıyordu. Bilanço yapımız, öz kaynağımız, sermayemiz Türk Lirası. Verdiğimiz kredi yabancı para olduğunda ve bir kur atağı yediğimizde sermaye yeterliliği bizi zora sokuyordu. Şimdi orta vadeli programdaki kur hedeflerine inandığımız ve artık kurda bir risk görmediğimiz için yabancı para kredilerle ülkenin büyümesini finanse edebiliyoruz ve büyüme de yatırım da zaten yabancı para krediyle oluyor. O yüzden yabancı para krediler büyümeye başladı" ifadelerini kullandı.

        "2025 BİZİM İÇİN DAHA YÖNETİLEBİLİR BİR YIL OLACAK"

        Aran ayrıca "Şu an için bence en avantajlı olan şey 6 ay vade, 182 gün vade avantaj. Çünkü 182 güne kadarki olan periyotta bu yüksek faizlerin devam edeceği ama 182 günden sonra ise artık bir daha bu oranların muhtemelen bulunamayacağı bir döneme gireceğiz. O da zaten daha sağlıklı. Çünkü bu oranları siz verdikçe krediyi veremiyorsunuz. Ancak mevduat maliyeti düşerse tasarruf sahibi, o düşen orandan hala tasarruflarını kârlı bir şekilde muhafaza edebileceğine inanırsa, ki o da enflasyon düşmesi demek, o zaman krediyi indirebiliyorsunuz. Yoksa krediyi tek başına indirdiğinizde zaten sistem tekrar dengesiz hale geliyor. Burada önemli olan nokta enflasyonla mücadelede başarılı olmak. O enflasyonla mücadele konusunda da Merkez Bankası'nın 36 hedefi değil ama 36'yı söylerken üst bant dediği 42 hedefi hala tutturulabilir bir seviye. Dolayısıyla sene sonunda ben %42 hedefinin olabileceğine hala inanıyorum. Dolasıyla yüzde 42'lik bir enflasyon, yıl sonunda oluşacak olan enflasyonda, bu dengeleri oluşturmak ve o zaman bir sene sonra beklenen enflasyonun da yüzde 20'li seviyelerde bir enflasyon olacağını dikkate aldığımızda, 2025 bizim için daha yönetilebilir bir yıl olacak" ifadelerini kullandı.

        "BANKACILIK TARİHSEL OLARAK KÂRLILIK ANLAMINDA EN SIKINTILI DÖNEMİNİ YAŞIYOR"

        Bankacılıkta yılın geri kalanında kârlılığın devamının beklenip beklenmediğine yönelik Aran "Yüksek kârlar demek çok doğru değil. Belki tek tük böyle ama hem bir önceki son çeyreğe göre hem de geçen seneye kıyaslandığında, enflasyonu da dikkate aldığınızda kârlarda ciddi bir düşüş var. Ve önemli olan nokta bankacılıktan, yani ana bankacılık faaliyet kârları çok düştü. Dolayısıyla bankacılık şu anda tarihsel olarak kendi kârlılık anlamında en düşük dönemini yaşıyor, en sıkıntılı dönemini yaşıyor. Genellikle diğer kâr artışları ana bankacılık alanından oluşmuyor" dedi.

        Bankaların sermayesine yönelik soruya ise Aran "Bankaların sermayesine yönelik bir sıkıntı ön görmüyorum. Çünkü kredi büyümesinin olmadığı, kur artışının olmadığı, yani bunların enflasyonla kıyaslandığı zaman bir seviyede olduğu bir yerde bankalar sermaye yönetiminde zorluk çekmeyeceklerdir. Dolayısıyla bankaların sermayesi ile ilgili bir risk yok" dedi.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ